5 Eylül 2012 Çarşamba

Selamlaşalım...


Yavaş yavaş insanlığımızdan çıktığımızı düşünmeye başlıyorum. Bazı kişileri gerçekten anlayamıyorum. Git gide suratsız olmaya başlamadık mı sizce?

En güzel örnek plazalarda, rezidanslarda. Farklı şirketlerden çok kişi aynı çatı altında çalışıyor. Aynı anda aynı şeyleri yapıp, aynı yerlerde bulunabiliyor. Öğlen tatili araları, çay/kahve molaları, katlat arasında gidiş gelişler, işe giriş çıkışlar… Bunların tamamında birbirimizle karşılaşıyoruz. Asansörde, merdivende, koridorda vs… Tanımıyor olabilirsiniz ama asansörde yalnız değilseniz bir selam verin. Selam vermek öldürmez.İstenilen şey zaten kara kaşa kara göze selam vermek değil, insani bir değer olduğu için selam vermek. Konuşmak zorunda değilsin. Ufak bir içten tebessüm ve günaydın, iyi günler, iyi akşamlar. Bitti. Gerçekten külfet saymaya başladık bunu ve bu gibi birçok şeyi. 

Bir de büyüklerimiz der ya hani eskiden komşuluk vardı. Komşu komşunun gerçekten külüne muhtaçtı. Şimdi öyle mi? Değil gerçekten. Çok nadir ve de. Oturduğum apartmana girip çıkarken her defasında farklı insanlarla karşılaşabiliyorum. Biri çıkarken veya girerken kapıyı tutuyorum nezaketen ki kapı çarpmasın veya dışarıda kalmasın diye. Bir teşekkür bekliyor insan haliyle. Selamlaşmak zaten yok, hiç söylemiyorum bile. Aynı kata oturduğum komşularımdan biri suratsız kadının teki. Kapıda karşılaşırsak hala insani duygularımla merhaba demeye çalışırım. Kadının umrunda mı? Kapısını kitler. Gözgöze gelmemek için çabasını gösterir. Hızlı hızlı gider. Eski komşularımızı gerçekten çok özlüyorum. Neyseki hala görüşmekteyiz.

Kimisi de kendince bir tanış grubu oluşturmuştur kendine. Başka biri umrunda olmaz. Anca kendilerine kakara kikiri. Biri yeni mi gelmiş, yeni işe mi başlamış umurlarında olmaz bunların. Yanyana geçerken göz göze gelirler, yine bir selam dahi yok.

Çok çeşitlendik gerçekten. Tanıdığı halde tanımaz tavırlar takınanlar, selam verdiğin halde gülümsemeyen, selamdan rahatsızlık duyanlar… Negatiflik, kibir, kendini beğenme, ukalalık neye yarar? Ne kazandırır? İnsani olmadığı gibi toplumsal hiç değildir. Ilişkisi bile olamaz.

Hergün duyduğumuz, gördüğümüz, şahit olduğumuz, bazen kızdığımız, bazen desteklediğimiz, bazen ayaklanmaya çalıştığımız haberler var, birşeyler oluyor. Birlik içinde olmamız gerekirken yanında bir de insanlığımızı da kaybediyoruz. Yapmayalım. Basit bir selam. Hepsi bu…

Görüşmek üzere :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder