24 Nisan 2012 Salı

Git ve gittiğin yerden dönme lütfen!!!

Efendim, insanların bir sabır sınırlarının olduğuna gerçekten inanmaktayım. Sabır sınırını taşıran o kadar da çok neden var ki... Bu sebeplerden biri "insan", "insanoğlu". İnsanın en büyük düşmanı insan derler ya... Yazık...

İnsanoğlunun binbir çeşit fikri ve davranışı var, evet. Benim en sinirlendiğim şey: birşeyi biliyorsun da kendi sınırların dahilinde bilmiyorsun. Şöyle ki, koskoca sen, üniversite eğitimi almışsın; dolayısıyla beynin dolu biliyorum; birşeyler öğrenmişsin de neden "ben biliyorum" havasına sert girişler yapıp çıkmak bilmiyorsun? Seninle konuşalım, tartışalım tamam ama, kendi bildiğini en üstün senmişsin gibi, sen en iyisini en doğrusunu bilirmişsin gibi, bir de bunun kibirli ve de ukala havasına girerek böbürlenerek anlatman davranman neden?? Sorarım sana eyyy insanoğlu! Neden bildiğin o şeyi, dayanaklarını söyleyerek adam gibi ispatlayarak söylemiyorsun? Neden karşındakine onu ezermişçesine tepeden bakıp burnunu kıvırarak ben bilirim moduna giriyorsun? Kusura bakma insanevladım ama, seni görünce küfrediyorum içimden. Sen ki olumlu sonuçlanmış bir olayın varsa bile, onu mutlaka sen tek başına yapmışsındır çünkü. Haa bir de bilmediğin bir nokta olup da ona da ısrar ettiğin zaman aslında sana ifrit olmuyorum, zevkten 44444 köşe oluyorum. Ohohoyy  konuş sen adamım, ben iyiyim böyle :) Sen bilirsin nasılsa, sen büyüksün.

Bunlar direkt bencillik tabi ki. Bencil olan insanın bunu yapması normal zaten. Çünkü "ben bilirim" demek bencilliktir. Ama korkma hey adam, bilimsel ve psikolojik bulgulara göre bencillik bir hastalık değilmiş; sadece senin ta kendin :)

Bir de bencillik de derece derece. Şimdi onu çözmek için insanlarla içli dışlı olmak lazım, iyi tanımak lazım. Onunla yolculuğa veya tatile çıkmak lazım. Ben tatillerde çok insanı tanıdım şahsen =)

Kaynak bence şu: hey sen adam!! Kendini dünyanın merkezinde mi sanıyorsun? Sanma. Herkes etrafında dönüyor değil mi? Değil. Adamsendecilik oynama. Dikkat et de yörüngenden çıkmasın o gezegenlerin. Dostluğuna zarar yahu! Zehirleme dostluğunu! (Balzac)

Bu arada kitabı ben bitirdim ama iyi niyetli temiz kalpli melek ben gün seçme şansını o kitabı bitiremeyen! arkadaşıma verdim. Olsun...

Sevgiler, 

14 Nisan 2012 Cumartesi

Yavaştan eskiye dönsem...

Durumum hoş değil, sıkılmaya başladım sanki. Alarmlar çalmaya başlamadan "Hop! Bi dur!" demeliydim kendime. Hemennnnnn "To Do List"imi aldım elime ve baktım n'apmalıyım diye. Her zamanki gibi yine karar veremedim :) Tam o sırada enteresan bir arkadaşımla aramızdaki muhabbet aklıma geldi. Uzun zamandır görüşemiyoduk. Bir türlü vakit ayıramamalar, iş-güç, vs.. derken dedi ki bana: "X kitabını ilk bitiren buluşma yerini ve zamanını söylesin. Ben önsözünü okudum sadece." Ben de tamam dedim. Aradan 10 gün geçti bende tık yok. Naptın kitabı dedi. Daha almadım bile dedim. Ben 79'dayım dedi. Ben de okurum dersem okurum, görürsen sen misali iddialı bir giriş yaptım. Görüşme zamanını ben söyleyeceğim, yıllar sonra da olabilir dedi pis pis güldü. Tabi iyi niyetli temiz kalpli melek ben, aklımdan böyle kötü düşünceler geçmedi.:)

Üç gündür kitap arıyorum yahu! Oturduğum bölgeye yakın yerlerde ne kadar kitap-müzik market varsa hepsini gezdim ama kitabı bulamadım, yok! Hani eski bir kitap falan olsa anlarım da kitap çıkalı üç hafta olmuş. En sonunda bugün buldum kitabı.

Eskiden (çalışmaya başlamadan önce) çok kitap okurdum keyifle. İş hayatına hızlı ve ani girişim, beni birçok keyfimden uzaklaştırdı. Kitap okumak bunlardan bir tanesi... 16 aydır doğru düzgün okuduğum bir tane kitap yok. Bir sürü kitaba sadece başlangıç yapıp bırakmışım. Evde oturduğum şu dönem kitaba tekrar başlamalıyım diyordum ama başlangıcı nasıl yapacağımı bilemezken arkadaşımın bu durumumu bilmeden bana vermiş olduğu gaza minnettarım :) Ben bu gazla kaç gündür özellikle kitap arıyorum. Kitabı büyük marketlerde bulamamam beni korsana mecburen! itti ama haticeye değil neticeye bakacaksın. Ben kitabımı buldum mu? Buldum. Okumaya başladım bile. Hatta bilimum toplu taşıma araçlarında ayakta bile okurum (zor! da neyse).

Bu arada arkadaşımı tanıdığım kadarıyla söyleyebilirim ki o kitabı daha bitirmedi. Ve ben ondan önce bitireceğime eminim. Onun beni belki benim bile farkında olmadığım bir şekilde eski alışkanlığıma resmen k.çıma tekme atarak göndermesi güzel bi hareket oldu :)

Kitapla ilgili yorumlarımı da yakında aktarırım. Adını sanını da tabi. Biraz gizem lazım ;P tchüss 

10 Nisan 2012 Salı

Isınma turları...


Amacım aşağıdaki ilk yazıyı sorunsallarla gündeme getirmek değildi tabiki. Bir süredir blog yazmayı düşünüyordum ama ne yazmak istediğime karar veremiyordum. O yazıda da amacım toplantı yapmak yerine yazmak değildi. Öylesine gelişti. Aklımdan geçeni döktüm aslında. Dolayısıyla biraz sert bir giriş oldu belki. Farklı başlangıçları seviyorum diyelim J o zaman bir “Merhaba” diyeyim ben. Merhaba J

Belki şu blogu yazmak gelip geçici bir şey. Belki bir heves. Belki “To Do List” imde olan tonlarca olaydan biri. Ne kadar uzun ömürlü olur bilemiyorum ama bir süre böyle devam. Bir idare edelim, ölçelim, tartalım, değerlendirelim, eleştirelim. Ama vur dedim diye de öldürmeyelim J Sonuçta edebiyat harikası bir kalemim yok, öyle olmak gibi bir niyetim de yok. Sadece içime attığım birçok şeyi dışarı çıkarma isteğimden… Bir faydasını görürüm umarım.


9 Nisan 2012 Pazartesi

Kısa bir giriş diyelim...


Çok kaytarıkçı bir insanım ben. Bir şeye başlayıp da onu muhteşem bir şekilde bitirmem bayağı zamanımı alıyor. Çünkü arada mutlaka ilgilenecek uğraşacak başka şeyler bulurum. Acaba bu, yaptığım şeyin benim ilgi alanımda olmamasından mı kaynaklanıyor? Yoksa benim odaklanamama problemim mi var? Eğer bu yazıya kişisel problemlerimden bahsederek devam edeceksem bitirebileceğimi zannetmiyorum. Evet, ben problemli bir insanım. Hayır, tamam, böyle devam etmiyorum. Problemlerimle baymaya hiç gerek yok :P Hele kendimi hiç J Biraz da bencilim sanki :D

Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali, yeter diyorum sustum diyorum ama durmuyorum. Neyse başa alıyorum. Konunun ilgi alanımda olup olmadığından mı yoksa odaklanamamaktan mı bahsedelim? İşte bazen birşeyle uğraşırken aklımda başka şeyler oluyor. Şu yazıyı yazarken bile neler yaptığımı sıralayayım: 1- Annemi aradım. 2- Mesaj yazmakla uğraştım birkaç kişiye aynı anda. 3- Maillerimi kontrol ettim. 4- Yanımda makyaj yapan arkadaşımı izledim. 5- Nasıl bir iş arasam diye düşündüm. Bomba nokta şu ki, yapmam gereken asıl iş bir toplantıydı. Yani benim o an mesai saatimdi ve Konya’da X firmasının toplantı odasında toplantı için hazırlık yapmam gerekiyordu J Sanırım bunlar benim net bir şekilde “kesinlikle odaklanamadığımı” ortaya koyuyor. Danışmana, psikoloğa, tedaviye, terapiye hiç gerek yok. Yine kendi sorunumu kendim hallettim. Pardon, teşhis koydum. Halletmek sonraki adım J   Hadi esen kalın J