Sahip
olduğunuz şeyleri biliyor musunuz? Hayır, maddi değil, manevi şeylerinizi. Sizi
siz yapan özelliklerinizi. Kim olduğunuzu ancak bu özelliklerinizi bilerek öğrenebilirsiniz,
bilebilirsiniz.
Peki kimsiniz
siz? Kendinize sorunca nasıl bir cevap alıyorsunuz? Isim, meslek, öz eleştiri…
Bunları veriş şekliniz psikolojik haritanızı çıkarabiliyormuş bilimsel olarak.
Ama şimdi bilimi bir kenara bırakalım. Ayrıca kimlik, isim bilmek gibi basit
bir kavram da değil.
Aslında kim
olduğumuzu kendimiz yaratırız. Hem de çok basit bir şekilde. Mesela, çok
tembelim. Görünüşte basit bir söylem. Tek seferlik. Beyinde çıkan bu düşünce
yacaş yavaş dile gelir, yerleşir ve bu kendi hakkınızdaki bir düşünceye
dönüşür. Bu düşünce böyle hissetmeye ve sonrasında da hisse dönüşür. Sonra ise,
bu yeni hissimize alışıp layık olmaya çalışırız, buna gore düzen kurarız
içimizde. Bu basitçe söylemler kaderimizi etkilemeye kadar gidebilen tetikleyici
söylemlerdir. Siz şu an tek bir cümleyi düşünceniz haline getirdiniz. Çirkinim,
beceriksizim, başarısızım, aptalım, geri kafalıyım vs.
Tüm bu
düşünceler size siz olmaktan da çıkarır. Başkaları gibi olmak istemeye
başlarsınız. Başkalarının özelliklerine özenirsiniz. Neden onun gibi değilim,
neden ben de öyle değilim gibi sorular yer beyninizi. Öz nefrete kadar götürür
bu size. En basitinden örneği de kıvırcık saçlarımızdan bıkıp düz saçlı olmak
istememiz değil mi? Veya tam tersi. Özeniriz, öyle olmak isteriz. Neden? Çünkü
kendimizden bıkma noktasına geliriz. Işte bütün bunlar kendimizi iyi
tanımamamızdan kaynaklanıyor. Halbuki bıktığımız kıvırcık saçın başkalarına da
özendirici göründüğünü farketmiyor musunuz? Başkaları da sizing gibi saçlara
sahip olmak istiyor aynı zamanda.
Örnekler
basit, çok basit. Ama anlamları ve arkalarında yatanlar çok derin. Neler neler
çıkar oradan, farkedebiliyor musunuz?
Herkesin bir
inancı var değil mi? Kim olduğumuz konusunda da. Az once bahsettim hani olumsuz
olanlar. Böyle düşünmeye devam edersek eğer, o özellikler gerçekten de yavaş
yavaş kimliğimiz olmaya başlayacak. Bundan korunmak lazım. Çünkü öylesine
negatif bir kimlik hayatımızı da etkiler. Bakış açılarımızı değiştirir.
Önyargıları arttırır. Mutsuzluğu arttırır ve nedeni kesinlikle olumsuz
düşüncelerdir.
Bu yüzden
kendimize adamakıllı bir şekilde soralım: “Ben kimim?”. Iyice bir düşünün ve
verdiğiniz cevaplardan, vardığınız sonuçtan memnun kalın.
Bir problem
olduğunu düşünüyorsanız eğer, yıkın eski kimliğinizi. Yepyeni bir ben inşa edin
kendinize. Ya da ne olmak istiyorsunuz? Karar verin ve olun.
Emin olun ki
sorularınızın cevabını ararken aslında o olumsuz sıfatlara sahip olmadığınızı
göreceksiniz. Yeni kimliğinizle tutarlı bir şekilde yaşamayı da öğreneceksiniz.
.
.
.
.
Yeni
kimliğinize kavuştuğunuza gore, hadi artık öyle düşünüp, öyle hissedip, öyle
davranmaya da başlayın. Kendi tasarımınızın ta kendisi olun.
Sevgiler :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder